Keloğlanın'ın Sırrı

İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB) ile Özel Ege Lisesi işbirliğiyle, çocukların severek takip ettikleri masal kahramanı Keloğlan’ın maceralarının konu edildiği Keloğlan’ın Sırrı adlı çocuk müzikali Yüksel Eraslan Kültür Merkezi’nde sahnelendi. 25 ve 28 Şubat 2011 tarihlerinde iki ayrı gösterimde toplam 750 öğrencinin izlediği müzikal, öğrenciler tarafından ayakta alkışlandı. İzmir’in çeşitli anaokullarından gelen minik öğrencilerin de konuk olduğu müzikalde 10 kişilik orkestra yaptıkları müziklerle ve müzik aletleriyle çocukların ilgi odağı oldu. Özel Ege Lisesi, çocukları sanatın her dalı ile tanıştırmak öğrencilerinin gelecekte sanatın niteliğinden anlayan, sanatsever bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunmak amacıyla çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Müzikalin salonumuza getirilmesine olanak sağlayan İZDOB yöneticilerine, sanatçı ve teknik ekibine Özel Egeliler olarak teşekkür ederiz.
Salman Ada’nın iki perdelik çocuk müzikali olan Keloğlan’ın Sırrı’nda orkestra şefliğini Ali Hoca yaptı. Müzikal Evin Yerli tarafından sahneye konuldu. Müzikalin koreografisi Şebnem Şenel Akın’a, kostüm tasarımı Sevtaç Demirer Ulaş’a, dekorasyon Kaan Güreşçi’ye, ışık yapımı ise Müfit Özbek’e  ait.

Oyunun Konusu
Keloğlan, annesi ve kardeşi Fatma, orman kenarında küçük bir kulübede yaşamaktadır. Anne ve kız kardeşin ördüğü, yün çorap ve eldivenleri satarak geçinirler. Keloğlan, çorapları satmak için kasabaya gittiğinde, çocuklar hem kelliği, hem de kıyafetiyle dalga geçip alay ederler. Bu durum Keloğlan'ı ve ailesini çok üzer. Ailesine daha iyi bakıp, güzel kıyafetler almanın yollarını arayan Keloğlan'ın aklına, ağaçtan yaptığı düdükleri kasabada satmak gelir. Hemen düdük yapmaya koyulur. Yaptığı düdüklerle kasabanın yolunu tutar, çocuklar önce düdüğe ilgi gösterirler, para verip hepsini alırlar, çalarlar fakat düdükler kötü sesler çıkarır, alay ederek paralarını geri isterler Keloğlan çok üzülür, bütün hayalleri yıkılmıştır. Eve dönüp olan biteni annesine anlatır. Annesi onu okşar, sever, gönlünü alır, üzülmemesini söyler. Ertesi gün Keloğlan ormanda odun toplarken kendi kendine konuşarak derdini anlatır. Birden büyük bir ağaç konuşmaya başlar; Keloğlan'a üzülmemesini, yardım edeceğini söyler. Keloğlan önce korkar, şaşırır, heyecanlanır. Büyük Çınar, Keloğlan'a bir Bilgisayar verir. Nasıl çalıştığını anlatır, öğretir, Keloğlan heyecanla eve döner. Daha güzel ses çıkaran bir düdük nasıl yapılır? Bilgisayardan araştırır, bulduğu bir blok flüttür. Nasıl yapıldığını, öğrenip flüt yapmaya başlar. Ve bilgisayardan nota öğrenip, flüt çalıp şarkı söylemeyi öğrenirler. Artık merak ettiği bütün soruların cevabını bilgisayardan öğrenmektedir. Evde sevinç ve heyecan vardır. Yaptığı flütleri kasabaya götürür. Bir şarkı çalar, çocukların ilgisini çeker, çocuklar parasını verip tüm flütleri alır. Ve bilgisayarın sadece bir oyun aracı olmadığını çocuklara anlatır. O gün tüm çorap ve eldivenlerde satılmıştır. Kazandığı paralarla annesi ve kardeşi ile hep mutlu yaşarlar.